
Ozkan, bir beyanda mevcut bilimsel araştırmanın, hem bağışıklık sisteminin hem de üst solunum yollarının doğrudan etkilendiğini söyledi.
Özkan, “Ağızda nefes alın, doğal filtreleme burnu, hidrasyon ve bağışıklık fonksiyonlarını atlama. Bu sadece bir alışkanlık, vücudun ilk savunma hattı değildir. Burun, hava filtreleri, ısıtma ve hidrasyon.
“Tükürük azalıyor, oral flora savunmasız kalıyor”
Özkan, bireyleri soluyan ağızda sağlık üretiminin yüzde 30-50 azaldığını vurguladı:
“Tükürük, Sekreterler, IgA, Lisosyim ve Laktoperoksidaz gibi bağışıklık ajanlarını içerir. IgA Sekreteri % 48 düşüktür ve sakız kumaşlarının kronik iltihabı da boğaz ve bademciklerde gözlenir.
Özkan: “Diş eti hastalığı dediğimiz şey, bağışıklık sisteminin terk edilmesidir. Ağızdan alınan nefes bu savaşı kaybetmektir. Aynı zamanda çocuklarda yüzün gelişimini ve uykuyu yok eder. Oral nefes, özellikle de gelişim çağının çocuklarında, uzun yüz sendromunda. Bir gün sizi yarıya bırakacaksınız.
Özkan, hangi hastalıkların sözlü nefes almanın aşağıdaki gibi ilişkili olduğunu açıkladı:
“DEHB (dikkat eksikliği ve hiperaktivite). Uyku apnesi. Tonsil enfeksiyonları. Down sendromu, serebral felç. Gingival iltihaplanması ve geri çekilme. Geziler, plak birikimi. Kronik dudakların iltihaplanması. optik, ortolit).
Ozkan, “Bağışıklıkınızı korurken nasıl nefes alırsınız. Burundan alınmayan her nefes bağışıklık sisteminize açık bir kapıdır. Bu kapı sizin ellerde” dedi.
(İHA)